15 Ocak 2014 Çarşamba

Değişen Kurumsal İletişim Süreci

Farklı kontrol mekanizmalarının, tasarım dinamiklerinin, sınırları olabildiğince geniş yayın ağının devreye girdiği ‘yeni çağ’ iletişim mecrası iletişimcileri başka türlü düşünmeye zorluyor. Teknolojik ve tasarım olarak kendini sürekli yenileyen bu alan, hedef kitlenin de beklentilerini yükseltiyor.
Yaşamın hızı giderek artıyor. Sizin ürün ya da kurumunuza dair vermek istediğiniz mesajları iletebilmeniz mesaj alıcısının inisiyatifine kalmış durumda. Artık kimse bir dakika bile olsa bir reklam filmini izlemek istemiyor. Bunu zorla yaptığınızda da mesaj alıcısını kaybedebiliyorsunuz.
Bu yeni duruma uyum sağlayabilmek adına sosyal projeler, gizli reklamlar, sponsorluklar önem kazanıyor. Ama her zaman bu yollar sizin ihtiyacınızı karşılamayabilir. Bu durumda doğrudan bir reklam tasarımı ya da prodüksiyona gitmeniz gerekebilir. Bu durumda da kullandığınız hikâye ve slogan dilinin insani duyarlılıkları harekete geçirecek şekilde tasarlanmış olması lazım.
Sosyolojik ve psikolojik olarak ortaya çıkan ‘yeni insan’ gerçeğini algılamaya çalışmak doğru işler yapabilmemizi kolaylaştıracaktır. İnsanlığın ve bireyin değişimi bu anlamda bize çok önemli ipuçları veriyor.

30 Aralık 2013 Pazartesi

Araştırma Sonuçları Kurumsal İtibar=Güven Diyor

İtibar şirketlere ‘güven’ ve ‘saygınlık’ kazandırıyor
• Türk iş dünyasının kurumsal itibara yaklaşımı hakkında veriler elde etmek amacıyla düzenlenen “İşletmelerde Kurumsal İtibar Araştırması 2013’’ çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.
• Birçok sektörden profesyonelin katıldığı araştırma, itibarın şirketlere duyulan güvende çok önemli rol oynadığını vurgularken, konunun şirket üst yönetimlerince daha çok sahiplenildiğine dair inancın arttığını ortaya koyuyor.
• Katılımcıların çoğunluğuna göre dijital medya ve sosyal ağlar önümüzdeki iki yıl içinde en itibarlı mecra olacak.
İtibar yönetimi konusunda bilimsel, teknik, sosyal ve kültürel faaliyetler yürütmek amacı ile çalışmalarını sürdüren İtibar Yönetimi Enstitüsü’nün ERA Research & Consultancy işbirliğiyle ve Bersay İletişim Enstitüsü katkılarıyla hazırladığı “İşletmelerde Kurumsal İtibar Araştırması 2013’’ önemli sonuçlar ortaya koydu.
Başta enerji, finans, bilişim ve gıda olmak üzere birçok sektörden 72 profesyonelin katıldığı araştırma, itibar kavramının beraberinde saygınlık ve güveni getirdiğini kaydederken, şirket üst yönetimlerinin itibar yönetimine ayırdığı zamanın geride bırakılan iki yıllık sürece oranla artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Bir başka dikkat çeken nokta ise, önümüzdeki iki yıl içinde en itibarlı olacağı düşünülen mecra için katılımcıların yüzde 52,8’lik bölümünün sosyal medyayı işaret etmesi.

Üst yönetimin ‘’itibar’’a ilgisi artıyor
Kurumsal İtibar = Güven & Saygınlık
• Araştırmaya katılan profesyonellerin itibar dendiğinde akıllarına neler geldiğiyle ilgili sorulan soruya; yüzde 50 oranında “güven’’ yanıtı verilirken, bu cevabı yüzde 41,7 ile “saygınlık’’ takip ediyor.
• Katılımcıların yüzde 83,3’ü işletmelerde itibar yönetiminin çok önemli olduğunu vurgularken, yine katılımcıların yüzde 86,1’i işletmelerde itibar yönetiminin 2 yıl sonra çok daha önemli olacağını belirtiyor.
• Katılımcıların yüzde 83,3’ü bir kurumun itibarını, kurumun en önemli varlıkları arasında nitelerken, yüzde 92’si hayata geçirilen kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin şirketlerin kurumsal itibarını etkileyeceği yönünde görüş belirtiyor.
• Araştırmada, çalışılan kurumda itibar yönetimi sorumluluğunun Kurumsal İletişim ve Halkla İlişkiler bölümünde olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 48,6; sorumluluğun CEO & Genel Müdür & Yönetim Kurulu düzeyinde olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 30,5.
• Şirket üst yönetiminin itibar yönetimine zamanlarının yüzde 20’sinden fazlasını ayırdığını söyleyenlerin oranı yüzde 54,2 olurken, üst yönetimin itibar yönetimine ayırdığı zamanın 2 yıl öncesine göre arttığını belirtenlerin oranı yüzde 56,9.
• İşletmelerinde yazılı bir kurumsal itibar stratejisi olanların oranı yüzde 30,6 iken, yazılı stratejik planın olmadığını, ancak bunu gerekli bulduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 54,2 olarak karşımıza çıkıyor.
• İtibar yönetimi ile ilgili eğitim ve danışmanlık alma konusunda sorulan soruya katılımcıların yüzde 29,2’si eğitim alındığını, yüzde 58,3’ü ise henüz eğitimin alınmadığını ancak önümüzdeki yıllarda alınması gerektiğini belirtiyor.
• Benzer şekilde katılımcıların yüzde 27,8’i konuyla ilgili danışmanlık hizmeti alındığını belirtirken, yüzde 48,6’sı danışmanlık alınmadığını ancak önümüzdeki yıllarda alınması gerektiğini söylüyor.
Sosyal Medya fenomeni
• Araştırmanın ortaya koyduğu bir diğer önemli sonucun ise, katılımcıların yüzde 52,8’inin Dijital Medya & Sosyal Ağlar mecrasının önümüzdeki iki yıl içinde en itibarlı mecra olacağı görüşünü taşıması.

23 Aralık 2013 Pazartesi

NOKİA E-İnsan Kaynakları Uygulamaları

Nokia, merkezi Finlandiya’da bulunan ve haberleşme teknolojileri üretiminde dünyanın önde gelen işletmelerinden biridir. Nokia, son dönemde, E- İnsan Kaynakları (E-İK) anlayışının oturtulması, e-iş perspektifinin kurum içinde yaygınlaştırılması ve onu destekleyen teknoloji uygulamalarının başarılı bir şekilde inşa edilmesi süreçlerini yasamıştır. Bu yenilikçi ve devrimci yaklaşımda; İnsan Kaynakları intraneti, İK süreçleri için meydana getirilmiş uzman sistemler, e-öğrenme merkezleri ve paylaşılan hizmetler ile iki yılı bulan kapsamlı çalışmalar büyük rol oynamıştır.
             Nokia’nın İK alanındaki en büyük hedefi, bireylerin ve yöneticilerin kontrolünde olan sorumlulukların oluşturulması, self servis ve kişisel seçim hizmetlerinin ortaya konmasıdır.
             Nokia, teknoloji üreten bir şirket olup, dünya çapında 60.000 çalışanına 24 saat kesintisiz ulaşmayı hedeflemektedir. 130 ülkede ürünlerini satmakta, 14 ülkede araştırma-geliştirme faaliyetlerini sürdürmekte ve 10 ülkede de imalat operasyonlarını yürütmektedir.
             Hız, karşılıklı etkileşim, ölçülebilirlik ve sürekli değişim Nokia için kritik başarı faktörleridir. Bu faktörlerin arkasında Nokia’nın sanal şebekesi ve işletme kültürünün bir yansıması bulunmaktadır. Nokia bu oluşumu “Nokia Yolu (Nokia Way)” olarak adlandırmaktadır. Nokia, kendisine özgü olan bu yapının temel unsurlarını; güçlü değerler ve onun bileşkesi konumunda olan çalışan tutum ve davranışları ile İK’nın temel hedef birliği olarak görmektedir.
Nokia temel değerlerini su şekilde özetlemektedir:
• Müşteri tatmini,
• Bireye saygı,
• Gelişme ve basarı,
• Sürekli öğrenme.
              E-İK çok taraflı bir modeldir. Nokia, bu modeli meydana getirirken, kurum içi haberleşme ve gelişim açısından birinci dereceden önem verdiği intranet projesini yürürlüğe sokmuş ve onu İK Caz Kafe (HR Jazz Cafe) olarak tanımlamıştır. Bu Caz Kafe ile çalışan iletişimi ve İK bölümüne soruların tam zamanlı sorulması, her bir İK temel faaliyet ve süreçleri için uzman platformların yaratımı, idari İK işlem ve hizmetlerinin paylaşımı ve e-öğrenme merkezlerinin aktiviteleri desteklenmektedir.
             Genel merkezde bulunan İK İletişim Müdürü Lynn Rutter’in değerlendirmeleri çarpıcıdır. “Bizim e-İK yeteneklerimiz sadece sistem bazlı veya yönlendirmeli değildir. Herkes işletme konu ve alanlarına eşit biçimde bağlıdır. İK organizasyon içinde bir yere sahip değildir. Eğer İK bu işi bu şekilde yapamazsa biz bir işe sahip değiliz”.
             Uygulamada çalışanlar, işletme ve ürünlerini iyi bir şekilde anlamak durumundadır. Tüm çalışanlar, ilişkilerini geliştirmeli ve müşteri odaklı birer danışman gibi hareket etmeli, işletmenin uzman platformları ile etkileşimlerde bir köprü konumunda olmalıdır. Bu nedenle, İK personelinin bilgisayar okuryazarı olması elzemdir. Nokia’nın yaklaşımı e-İK faaliyetlerini İK stratejileri ve temel (öz) süreçlerle bağlantılı hale getirmektir.
             Nokia’nın bir yöneticisi e-İK uygulamalarında gelinen noktayı şu şekilde açıklamaktadır. “İngiltere ofisinde çalışmalarımı sürdürürken gün içerisinde genel merkez Finlandiya ile haberleşmek ve dünyanın her yeri ile iletişim kurmak zorundayım. Güne sabah Avustralya, Brezilya ve ABD işleri ile başlıyor ve günün sonunda neresi ile bittiği belli olmayan etkileşimleri devam ettiriyorum. Benim için diğer ofislerle haberleşirken tek kısıt coğrafi uzaklık değil bölgesel saat farklılıklarıdır.”
             Nokia, eleman tedarikinden ücret sistemlerine, performans yönetiminden öğrenme ve gelişmeye, işgücü planlamasından çalışan ilişkilerine kadar tüm İK süreçlerini e-İK uygulamalarına yansıtmıştır.
             İnsan Kaynakları, e-İK süreç aşamalarına geçmeden önce, kendilerine hiçbir şeyin söylenmediğini, işletme karar alma süreçlerinde yer almadıklarını veya işletme stratejisinin ne olduğunu bilmediklerinden şikâyet etmekteydiler. Fakat bugün Nokai’da çalışan bir kişinin, şirket faaliyet raporunu veya şirketin stratejik hedefini bilememe gibi bir mazereti yoktur. Bu soruların cevapları web ortamındadır ve tüm personelin erişimine sunulmuştur. Görülmektedir ki, çalışanlara sadece İK iletişimi değil aynı zamanda genel işletme bilgisi de verilmektedir.

15 Aralık 2013 Pazar

Google'dan İlginç Uygulama

Google, Japonya'da çok ilginç ve çok konuşulacak bir uygulama başlattı.
Cips ve gazlı içecek satan otomatlara benzer bir makine tasarlayan Google, bu makinelerden üçünü Tokyo'ya yerleştirdi. Ancak makineler cips veya gazoz değil, Android oyunları ve uygulamaları satıyor. En azından Android 4.0 işletim sistemi ve NFC özelliği bulunan telefon sahipleri makineden beğendikleri oyunu seçerek, telefonu cihaza yaklaştırmak suretiyle indirmeye başlayabiliyorlar. Teorik olarak, Android telefonlarda yer alan Google Play market uygulamasının içinden bir oyun seçip yüklemek çok daha pratik bir çözüm ancak bunun için internet bağlantısı gerekiyor. Google Play makinelerinden oyun yüklemek içinse internet bağlantısına gerek kalmadan NFC üzerinden donwload yapılıyor. Ayrıca ekranda beliren "eğlenceli" animasyonda, uygulama ekrandan düşüp aşağıdaki "alma" penceresine ulaşıyor, bu da uygulamanın yüklendiğini anlatıyor. Elbette, başka bir ülkede çok anlamlı olmayacak ve pratik kullanım alanı bulamayacak bu makineler, bu tür sevimli teknolojik girişimlerle oynamayı seven Japonlar için eğlenceli bir "reklam" uygulaması olarak kabul ediliyor. Makineden ücretli yazılımlar alınabilindiği gibi, ücretsiz uygulamalar da indirilebiliyor. Android kullanıcısı olmayanlar da makinenin deneme amacıyla verdiği Nexus 4 telefon üzerinde uygulamaları test edebiliyor ancak sonra telefonu makineye geri teslim etmek zorunda. Bu Android reklamı şimdilik Japonya'ya özgü kalacak gibi görünüyor ancak diğer ülkelerden de talep gelirse, Google'ın oyun makinelerini dünyaya taşıması mümkün olabilir.

8 Aralık 2013 Pazar

İntranet ve Extranetin İş Yaşamına Etkileri

İnternet teknolojisi ve onun türevleri olan intranetler (şirket içinde çalışanları ve sistemleri birbirine başlayan network) ve extranetler (iş ortaklarını ve sistemlerini birbirine başlayan network) iş dünyası üzerinde çok derin ve geniş bir etki gösteriyor.

İntranetler, bir şirketin en alt seviyesine bile katkıda bulunuyor. Bu da intranet kullanan kurumların sayısındaki hızlı artışın sebebini ortaya koymaktadır. İntranetler iş süreçlerini verimli hale getiren, iletişim ağını geliştiren, işbirliğini artıran, bilgi teknolojisine sahip olma maliyetini düşüren stratejik ve taktiksel avantajlar sunarlar. İntranetler önceleri uygulaması yüksek maliyetli ve zor olan hizmetleri üretmek için firmalara kolaylık sağlarlar.İntranetler sadece üretim artışına sebep olmaz, iş ve teknoloji çevrelerindeki değişikliklere kurumları çok çabuk adapte ederek onları çevik bir hale getirirler. İntranetler yeni sistemlere yatırım yapmak için düşük maliyetli avantajlara sahiptir, çünkü intranetler network altyapısı, iş istasyonları serverlar ve eski uygulama sistemlerini de içeren yeni bilgi sistemlerine yatırımı artırırlar.

Bir şirketteki hemen hemen her departman intranetlerin güç ve esnekliğinden yoğun olarak istifade ediyor. Önceki uygulamalar insan kaynakları, pazarlama ve satış fonksiyonları üzerine yoğunlaşırken, yeniden yapılandırma, müşteri hizmet vs. desteği, finans, üretim ve işletmeleri de içeren kurumdaki diğer departmanlar intranetin avantajlarından yararlanırlar. 

2 Aralık 2013 Pazartesi

İnstagram Reklam Uygulamaları

Nisan ayında Facebook‘un kanatları altına giren popüler fotoğraf paylaşım uygulaması Instagram geçtiğimiz ay reklam özelliğini hayata geçirerek sonunda popülaritesini bir gelir kaynağına dönüştürmeye başladı. İlk reklamvereni Michael Kors’un başarısının ardından bu işte dikiş tutturacağının sinyallerini veren Instagram şimdi neredeyse her gün yeni bir reklam yayınlıyor.
Ücretsiz bir uygulama olarak şimdiye kadar sadece yatırımlarla hayatını sürdüren Instagram’a sabit bir gelir kaynağı sağlayacak olan reklamların eklenmesi kullanıcıların olumsuz tepkilerine çekeceği düşünülerek ilk başta kuşkuyla karşılansa da henüz 1 aydır yayında olan Instagram reklamlarının başarısı bunun tam tersini gösteriyor.
Instagram CEO’su Kevin Systrom henüz reklam özelliği hayata geçeli iki hafta olmuşken yaptığı açıklamayla reklamların %5′inin beğeniye dönüştüğünü belirtmiş ve Instagram reklamlarının parlak bir geleceğe sahip olacağını işaret etmişti. Zira Instagram’da ilk reklamı yayınlanan marka olan Michael Kors Nitrogr.am‘ın verilerine göre ilk 18 saat içinde 34 bin yeni takipçi kazandı. O günden bugüne toplam üç reklam daha yayınlayan Michael Kors şimdi 1,4 milyondan fazla takipçiye ulaşmış durumda.

Michael Kors’u bir rol modeli olarak ele alırsak Instagram reklamlarının şimdiden başarıya ulaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Zira ana akış sayfanızda bir anda siz takip etmeseniz de karşınıza çıkan markaların reklamlar kullanıcıları rahatsız edici bir özellik taşımıyor ve belki de reklamların bu kadar olumlu karşılanmasının da sebebi bu. Kullanıcılar bu reklamlarda gördükleri ürünle ilgili “nereden alabilirim?”,  ”fiyatı nedir?” gibi yorumlar yapmaktan kaçınmazken markalar da Instagram’ı bir pazarlama platformu olarak kullanarak reklamlarını direkt satışa dönüştürme yolunda büyük bir adım atmış oluyorlar.

Kevin Systrom kısıtlı ve üst seviye bir reklam veren kitlesiyle çalışmak ve yavaş ama emin adımlarla ilerlemek istediklerini söylerken şimdilerde Instagram’da neredeyse her gün yeni bir reklamla karşılaşmak mümkün. General Electric, Levi’s, Lexus ve  Ben & Jerry’s Instagram’da reklamları yayınlanan son markalar olurken bu reklamların aldığı etkileşimler de Michael Kors’un açtığı yoldan bu markaların da ilerlediğini gösteriyor.
Örneğin Ben & Jerry’nin reklamı birkaç gün içinde 250 binden fazla beğeni alırken 6,500′den fazla yoruma ulaşmış durumda. Aynı şekilde Lexus’un reklamı da toplamda markanın 185 bin takipçiye ulaşmasını sağlarken 6 bin yorum almasını sağlamış gözüküyor.
Reklamların yorum alması diğer yandan hepsinin olumlu olduğu anlamına gelmiyor. Ancak istatistiklere bakacak olursa bu yorumların çoğu pozitif kullanıcı eleştirilerine sahip. Yine Michael Kors’tan yola çıkarsak markanın ilk reklamı neredeyse eşit olumlu ve olumsuz yorumları barındırırken marka ikinci reklamında %73, üçüncü de %89 ve son reklamında %64 oranında pozitif yorum almış durumda.
Sonuç olarak 150 milyondan fazla bir aktif kullanıcı sayısına ulaşan ve günde 55 milyondan fazla fotoğraf paylaşılan Instagram reklamverenler için gitgide daha değerlenen bir platform oluyor. Diğer bir deyişle henüz bir aydır reklam yayınlayan popüler uygulama bu açıdan reklamveren ve markalar için dijital pazarlama stratejilerini sürdürebilecekleri en elverişli sosyal ağlardan birine dönüşmek üzere.





24 Kasım 2013 Pazar

Sosyal Medyanın Etkin Kullanımı

Tanıtım Sayfası

Sosyal medyada başarılı olmak için atılacak ilk adım, geliştirdiğiniz ürün ya da hizmet için bir tanıtım sayfası hazırlamaktır. Bir web sayfası ile girişiminizin hedef kitlenizin hangi problemini çözdüğünüzü açık bir dille anlatmalısınız. Potansiyel müşterilerinizi web sayfanıza çekerek, ürününüz hakkında daha fazla bilgi alabilmeleri için e-posta adreslerini isteyebilirsiniz. Mevcut ve potansiyel müşterilerinizin e-posta bilgilerinden oluşan bir veri tabanı oluşturmak, pazarlama aktivitelerinde kullanabileceğiniz etkili bir kaynak olacaktır.
Sosyal Network

Girdiğiniz pazarda, sosyal medyayı aktif kullanan kişilerle iletişime geçin. Potansiyel müşterilerinizden ve sektör uzmanlarından sosyal medyayı takip edenlerle bağlantı kurun. Ürününüz hakkında, girdiğiniz pazar hakkında açık uçlu sorular sorun ve geri bildirim almaya çalışın. Sosyal medya üzerinden fikir alışverişi yapmak hem ürününüzü daha başarılı hale getirebilmeniz için eksikleri ve beklentileri görmenizi sağlayacak, hem de girişiminizin bilinirliğini arttıracaktır.
Blog Yazarları Önemlidir

Bir girişimci için blog yazarlarını göz ardı etmek mümkün değildir.  Girişiminiz özellikle belli bir kitleyi hedef alıyorsa, bu tip bir pazarda blog yazarlarının ne kadar etkin olduğunu unutmamalısınız.
Blog yazarlarının yaklaşık %70’i markalar hakkında yazmaktadır.  Bu grubun %35’i ise bloglarında aktif olarak markalara ve ürün yorumlarına yer vermektedir. Potansiyel müşterilerinizin aktif olarak takip ettiği blogların yazarlarını sosyal medya üzerinden takip edin ve onlarla iletişime geçin. Girdiğiniz pazarda takip edilen ve güvenilen bir blog yazarının ürünleriniz ve girişiminiz hakkında yazması, marka bilinirliğinizi arttırır ve potansiyel müşterilerinizin size güven duymasını sağlar. 

Ağınızı Genişletin

Ürününüzü piyasaya sürmeden önce gerek sosyal medyada gerek günlük yaşantınızda olabildiğince çevrenizi genişletin. Vaktinizi güçlü ve geniş bir fan kitlesi oluşturmaya harcarsanız, web sayfanıza gelen trafiği periyodik olarak arttırabilirsiniz. Çevreniz ne kadar geniş olursa; sizi bilen, girişiminizin gelişimini takip eden, ürünlerinizle ilgilenen kişi sayısı o kadar artacaktır.
İçerik Oluşturmak

Kaliteli içerik oluşturmak en güçlü pazarlama ve marka geliştirme araçlarından biridir. Düzenli olarak kaliteli, ilgi çekici yazılar yazmak sosyal medyada sizi konuşan kişi sayısının artmasına ve geniş kitlelere ulaşmanıza olanak sağlar. Ayrıca kaliteli içerik, arama motorlarında sayfanızın üst sıralara çıkmasında büyük rol oynar. İçerik yalnızca yazı değil resim, grafik ya da video da olabilir. Girişiminizi piyasaya sürdüğünüzde olabildiğince geniş kitlenin haberdar olmasını ve girişiminizle ilgilenmesini istiyorsanız; ürününüzle, girdiğiniz pazarla ilgili takip edilesi içerikler oluşturmaya zaman harcayın.
Geri Bildirimlerin Takibi

Sosyal medyada gerçekleştirdiğiniz pazarlama faaliyetlerinin sonuçlarını takip etmelisiniz. Girişiminiz için hangi aktivitenin başarılı, hangisinin başarısız olduğunu görmek, doğru pazarlama tekniklerine yatırım yapmanıza yardımcı olur.

 Firmaların sosyal medya sayfalarının firma imaj ve kimliğini yansıttığı unutulmamalı, tüketiciler ile sayfa üzerindeki ilişkilere önem verilmelidir. Yaşanan sorunlar cevapsız bırakılmamalı, canlı yardım olanakları sağlanmalıdır. Ayrıca sosyal medya sayfaların sürekli güncel tutulmalı, firmanın iletişim bilgileri yer almalı ve firmanın ürün ve hizmetlerindeki değişiklikler sosyal medya takipçilerine duyurulmalıdır.