30 Aralık 2013 Pazartesi

Araştırma Sonuçları Kurumsal İtibar=Güven Diyor

İtibar şirketlere ‘güven’ ve ‘saygınlık’ kazandırıyor
• Türk iş dünyasının kurumsal itibara yaklaşımı hakkında veriler elde etmek amacıyla düzenlenen “İşletmelerde Kurumsal İtibar Araştırması 2013’’ çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.
• Birçok sektörden profesyonelin katıldığı araştırma, itibarın şirketlere duyulan güvende çok önemli rol oynadığını vurgularken, konunun şirket üst yönetimlerince daha çok sahiplenildiğine dair inancın arttığını ortaya koyuyor.
• Katılımcıların çoğunluğuna göre dijital medya ve sosyal ağlar önümüzdeki iki yıl içinde en itibarlı mecra olacak.
İtibar yönetimi konusunda bilimsel, teknik, sosyal ve kültürel faaliyetler yürütmek amacı ile çalışmalarını sürdüren İtibar Yönetimi Enstitüsü’nün ERA Research & Consultancy işbirliğiyle ve Bersay İletişim Enstitüsü katkılarıyla hazırladığı “İşletmelerde Kurumsal İtibar Araştırması 2013’’ önemli sonuçlar ortaya koydu.
Başta enerji, finans, bilişim ve gıda olmak üzere birçok sektörden 72 profesyonelin katıldığı araştırma, itibar kavramının beraberinde saygınlık ve güveni getirdiğini kaydederken, şirket üst yönetimlerinin itibar yönetimine ayırdığı zamanın geride bırakılan iki yıllık sürece oranla artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Bir başka dikkat çeken nokta ise, önümüzdeki iki yıl içinde en itibarlı olacağı düşünülen mecra için katılımcıların yüzde 52,8’lik bölümünün sosyal medyayı işaret etmesi.

Üst yönetimin ‘’itibar’’a ilgisi artıyor
Kurumsal İtibar = Güven & Saygınlık
• Araştırmaya katılan profesyonellerin itibar dendiğinde akıllarına neler geldiğiyle ilgili sorulan soruya; yüzde 50 oranında “güven’’ yanıtı verilirken, bu cevabı yüzde 41,7 ile “saygınlık’’ takip ediyor.
• Katılımcıların yüzde 83,3’ü işletmelerde itibar yönetiminin çok önemli olduğunu vurgularken, yine katılımcıların yüzde 86,1’i işletmelerde itibar yönetiminin 2 yıl sonra çok daha önemli olacağını belirtiyor.
• Katılımcıların yüzde 83,3’ü bir kurumun itibarını, kurumun en önemli varlıkları arasında nitelerken, yüzde 92’si hayata geçirilen kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin şirketlerin kurumsal itibarını etkileyeceği yönünde görüş belirtiyor.
• Araştırmada, çalışılan kurumda itibar yönetimi sorumluluğunun Kurumsal İletişim ve Halkla İlişkiler bölümünde olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 48,6; sorumluluğun CEO & Genel Müdür & Yönetim Kurulu düzeyinde olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 30,5.
• Şirket üst yönetiminin itibar yönetimine zamanlarının yüzde 20’sinden fazlasını ayırdığını söyleyenlerin oranı yüzde 54,2 olurken, üst yönetimin itibar yönetimine ayırdığı zamanın 2 yıl öncesine göre arttığını belirtenlerin oranı yüzde 56,9.
• İşletmelerinde yazılı bir kurumsal itibar stratejisi olanların oranı yüzde 30,6 iken, yazılı stratejik planın olmadığını, ancak bunu gerekli bulduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 54,2 olarak karşımıza çıkıyor.
• İtibar yönetimi ile ilgili eğitim ve danışmanlık alma konusunda sorulan soruya katılımcıların yüzde 29,2’si eğitim alındığını, yüzde 58,3’ü ise henüz eğitimin alınmadığını ancak önümüzdeki yıllarda alınması gerektiğini belirtiyor.
• Benzer şekilde katılımcıların yüzde 27,8’i konuyla ilgili danışmanlık hizmeti alındığını belirtirken, yüzde 48,6’sı danışmanlık alınmadığını ancak önümüzdeki yıllarda alınması gerektiğini söylüyor.
Sosyal Medya fenomeni
• Araştırmanın ortaya koyduğu bir diğer önemli sonucun ise, katılımcıların yüzde 52,8’inin Dijital Medya & Sosyal Ağlar mecrasının önümüzdeki iki yıl içinde en itibarlı mecra olacağı görüşünü taşıması.

23 Aralık 2013 Pazartesi

NOKİA E-İnsan Kaynakları Uygulamaları

Nokia, merkezi Finlandiya’da bulunan ve haberleşme teknolojileri üretiminde dünyanın önde gelen işletmelerinden biridir. Nokia, son dönemde, E- İnsan Kaynakları (E-İK) anlayışının oturtulması, e-iş perspektifinin kurum içinde yaygınlaştırılması ve onu destekleyen teknoloji uygulamalarının başarılı bir şekilde inşa edilmesi süreçlerini yasamıştır. Bu yenilikçi ve devrimci yaklaşımda; İnsan Kaynakları intraneti, İK süreçleri için meydana getirilmiş uzman sistemler, e-öğrenme merkezleri ve paylaşılan hizmetler ile iki yılı bulan kapsamlı çalışmalar büyük rol oynamıştır.
             Nokia’nın İK alanındaki en büyük hedefi, bireylerin ve yöneticilerin kontrolünde olan sorumlulukların oluşturulması, self servis ve kişisel seçim hizmetlerinin ortaya konmasıdır.
             Nokia, teknoloji üreten bir şirket olup, dünya çapında 60.000 çalışanına 24 saat kesintisiz ulaşmayı hedeflemektedir. 130 ülkede ürünlerini satmakta, 14 ülkede araştırma-geliştirme faaliyetlerini sürdürmekte ve 10 ülkede de imalat operasyonlarını yürütmektedir.
             Hız, karşılıklı etkileşim, ölçülebilirlik ve sürekli değişim Nokia için kritik başarı faktörleridir. Bu faktörlerin arkasında Nokia’nın sanal şebekesi ve işletme kültürünün bir yansıması bulunmaktadır. Nokia bu oluşumu “Nokia Yolu (Nokia Way)” olarak adlandırmaktadır. Nokia, kendisine özgü olan bu yapının temel unsurlarını; güçlü değerler ve onun bileşkesi konumunda olan çalışan tutum ve davranışları ile İK’nın temel hedef birliği olarak görmektedir.
Nokia temel değerlerini su şekilde özetlemektedir:
• Müşteri tatmini,
• Bireye saygı,
• Gelişme ve basarı,
• Sürekli öğrenme.
              E-İK çok taraflı bir modeldir. Nokia, bu modeli meydana getirirken, kurum içi haberleşme ve gelişim açısından birinci dereceden önem verdiği intranet projesini yürürlüğe sokmuş ve onu İK Caz Kafe (HR Jazz Cafe) olarak tanımlamıştır. Bu Caz Kafe ile çalışan iletişimi ve İK bölümüne soruların tam zamanlı sorulması, her bir İK temel faaliyet ve süreçleri için uzman platformların yaratımı, idari İK işlem ve hizmetlerinin paylaşımı ve e-öğrenme merkezlerinin aktiviteleri desteklenmektedir.
             Genel merkezde bulunan İK İletişim Müdürü Lynn Rutter’in değerlendirmeleri çarpıcıdır. “Bizim e-İK yeteneklerimiz sadece sistem bazlı veya yönlendirmeli değildir. Herkes işletme konu ve alanlarına eşit biçimde bağlıdır. İK organizasyon içinde bir yere sahip değildir. Eğer İK bu işi bu şekilde yapamazsa biz bir işe sahip değiliz”.
             Uygulamada çalışanlar, işletme ve ürünlerini iyi bir şekilde anlamak durumundadır. Tüm çalışanlar, ilişkilerini geliştirmeli ve müşteri odaklı birer danışman gibi hareket etmeli, işletmenin uzman platformları ile etkileşimlerde bir köprü konumunda olmalıdır. Bu nedenle, İK personelinin bilgisayar okuryazarı olması elzemdir. Nokia’nın yaklaşımı e-İK faaliyetlerini İK stratejileri ve temel (öz) süreçlerle bağlantılı hale getirmektir.
             Nokia’nın bir yöneticisi e-İK uygulamalarında gelinen noktayı şu şekilde açıklamaktadır. “İngiltere ofisinde çalışmalarımı sürdürürken gün içerisinde genel merkez Finlandiya ile haberleşmek ve dünyanın her yeri ile iletişim kurmak zorundayım. Güne sabah Avustralya, Brezilya ve ABD işleri ile başlıyor ve günün sonunda neresi ile bittiği belli olmayan etkileşimleri devam ettiriyorum. Benim için diğer ofislerle haberleşirken tek kısıt coğrafi uzaklık değil bölgesel saat farklılıklarıdır.”
             Nokia, eleman tedarikinden ücret sistemlerine, performans yönetiminden öğrenme ve gelişmeye, işgücü planlamasından çalışan ilişkilerine kadar tüm İK süreçlerini e-İK uygulamalarına yansıtmıştır.
             İnsan Kaynakları, e-İK süreç aşamalarına geçmeden önce, kendilerine hiçbir şeyin söylenmediğini, işletme karar alma süreçlerinde yer almadıklarını veya işletme stratejisinin ne olduğunu bilmediklerinden şikâyet etmekteydiler. Fakat bugün Nokai’da çalışan bir kişinin, şirket faaliyet raporunu veya şirketin stratejik hedefini bilememe gibi bir mazereti yoktur. Bu soruların cevapları web ortamındadır ve tüm personelin erişimine sunulmuştur. Görülmektedir ki, çalışanlara sadece İK iletişimi değil aynı zamanda genel işletme bilgisi de verilmektedir.

15 Aralık 2013 Pazar

Google'dan İlginç Uygulama

Google, Japonya'da çok ilginç ve çok konuşulacak bir uygulama başlattı.
Cips ve gazlı içecek satan otomatlara benzer bir makine tasarlayan Google, bu makinelerden üçünü Tokyo'ya yerleştirdi. Ancak makineler cips veya gazoz değil, Android oyunları ve uygulamaları satıyor. En azından Android 4.0 işletim sistemi ve NFC özelliği bulunan telefon sahipleri makineden beğendikleri oyunu seçerek, telefonu cihaza yaklaştırmak suretiyle indirmeye başlayabiliyorlar. Teorik olarak, Android telefonlarda yer alan Google Play market uygulamasının içinden bir oyun seçip yüklemek çok daha pratik bir çözüm ancak bunun için internet bağlantısı gerekiyor. Google Play makinelerinden oyun yüklemek içinse internet bağlantısına gerek kalmadan NFC üzerinden donwload yapılıyor. Ayrıca ekranda beliren "eğlenceli" animasyonda, uygulama ekrandan düşüp aşağıdaki "alma" penceresine ulaşıyor, bu da uygulamanın yüklendiğini anlatıyor. Elbette, başka bir ülkede çok anlamlı olmayacak ve pratik kullanım alanı bulamayacak bu makineler, bu tür sevimli teknolojik girişimlerle oynamayı seven Japonlar için eğlenceli bir "reklam" uygulaması olarak kabul ediliyor. Makineden ücretli yazılımlar alınabilindiği gibi, ücretsiz uygulamalar da indirilebiliyor. Android kullanıcısı olmayanlar da makinenin deneme amacıyla verdiği Nexus 4 telefon üzerinde uygulamaları test edebiliyor ancak sonra telefonu makineye geri teslim etmek zorunda. Bu Android reklamı şimdilik Japonya'ya özgü kalacak gibi görünüyor ancak diğer ülkelerden de talep gelirse, Google'ın oyun makinelerini dünyaya taşıması mümkün olabilir.

8 Aralık 2013 Pazar

İntranet ve Extranetin İş Yaşamına Etkileri

İnternet teknolojisi ve onun türevleri olan intranetler (şirket içinde çalışanları ve sistemleri birbirine başlayan network) ve extranetler (iş ortaklarını ve sistemlerini birbirine başlayan network) iş dünyası üzerinde çok derin ve geniş bir etki gösteriyor.

İntranetler, bir şirketin en alt seviyesine bile katkıda bulunuyor. Bu da intranet kullanan kurumların sayısındaki hızlı artışın sebebini ortaya koymaktadır. İntranetler iş süreçlerini verimli hale getiren, iletişim ağını geliştiren, işbirliğini artıran, bilgi teknolojisine sahip olma maliyetini düşüren stratejik ve taktiksel avantajlar sunarlar. İntranetler önceleri uygulaması yüksek maliyetli ve zor olan hizmetleri üretmek için firmalara kolaylık sağlarlar.İntranetler sadece üretim artışına sebep olmaz, iş ve teknoloji çevrelerindeki değişikliklere kurumları çok çabuk adapte ederek onları çevik bir hale getirirler. İntranetler yeni sistemlere yatırım yapmak için düşük maliyetli avantajlara sahiptir, çünkü intranetler network altyapısı, iş istasyonları serverlar ve eski uygulama sistemlerini de içeren yeni bilgi sistemlerine yatırımı artırırlar.

Bir şirketteki hemen hemen her departman intranetlerin güç ve esnekliğinden yoğun olarak istifade ediyor. Önceki uygulamalar insan kaynakları, pazarlama ve satış fonksiyonları üzerine yoğunlaşırken, yeniden yapılandırma, müşteri hizmet vs. desteği, finans, üretim ve işletmeleri de içeren kurumdaki diğer departmanlar intranetin avantajlarından yararlanırlar. 

2 Aralık 2013 Pazartesi

İnstagram Reklam Uygulamaları

Nisan ayında Facebook‘un kanatları altına giren popüler fotoğraf paylaşım uygulaması Instagram geçtiğimiz ay reklam özelliğini hayata geçirerek sonunda popülaritesini bir gelir kaynağına dönüştürmeye başladı. İlk reklamvereni Michael Kors’un başarısının ardından bu işte dikiş tutturacağının sinyallerini veren Instagram şimdi neredeyse her gün yeni bir reklam yayınlıyor.
Ücretsiz bir uygulama olarak şimdiye kadar sadece yatırımlarla hayatını sürdüren Instagram’a sabit bir gelir kaynağı sağlayacak olan reklamların eklenmesi kullanıcıların olumsuz tepkilerine çekeceği düşünülerek ilk başta kuşkuyla karşılansa da henüz 1 aydır yayında olan Instagram reklamlarının başarısı bunun tam tersini gösteriyor.
Instagram CEO’su Kevin Systrom henüz reklam özelliği hayata geçeli iki hafta olmuşken yaptığı açıklamayla reklamların %5′inin beğeniye dönüştüğünü belirtmiş ve Instagram reklamlarının parlak bir geleceğe sahip olacağını işaret etmişti. Zira Instagram’da ilk reklamı yayınlanan marka olan Michael Kors Nitrogr.am‘ın verilerine göre ilk 18 saat içinde 34 bin yeni takipçi kazandı. O günden bugüne toplam üç reklam daha yayınlayan Michael Kors şimdi 1,4 milyondan fazla takipçiye ulaşmış durumda.

Michael Kors’u bir rol modeli olarak ele alırsak Instagram reklamlarının şimdiden başarıya ulaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Zira ana akış sayfanızda bir anda siz takip etmeseniz de karşınıza çıkan markaların reklamlar kullanıcıları rahatsız edici bir özellik taşımıyor ve belki de reklamların bu kadar olumlu karşılanmasının da sebebi bu. Kullanıcılar bu reklamlarda gördükleri ürünle ilgili “nereden alabilirim?”,  ”fiyatı nedir?” gibi yorumlar yapmaktan kaçınmazken markalar da Instagram’ı bir pazarlama platformu olarak kullanarak reklamlarını direkt satışa dönüştürme yolunda büyük bir adım atmış oluyorlar.

Kevin Systrom kısıtlı ve üst seviye bir reklam veren kitlesiyle çalışmak ve yavaş ama emin adımlarla ilerlemek istediklerini söylerken şimdilerde Instagram’da neredeyse her gün yeni bir reklamla karşılaşmak mümkün. General Electric, Levi’s, Lexus ve  Ben & Jerry’s Instagram’da reklamları yayınlanan son markalar olurken bu reklamların aldığı etkileşimler de Michael Kors’un açtığı yoldan bu markaların da ilerlediğini gösteriyor.
Örneğin Ben & Jerry’nin reklamı birkaç gün içinde 250 binden fazla beğeni alırken 6,500′den fazla yoruma ulaşmış durumda. Aynı şekilde Lexus’un reklamı da toplamda markanın 185 bin takipçiye ulaşmasını sağlarken 6 bin yorum almasını sağlamış gözüküyor.
Reklamların yorum alması diğer yandan hepsinin olumlu olduğu anlamına gelmiyor. Ancak istatistiklere bakacak olursa bu yorumların çoğu pozitif kullanıcı eleştirilerine sahip. Yine Michael Kors’tan yola çıkarsak markanın ilk reklamı neredeyse eşit olumlu ve olumsuz yorumları barındırırken marka ikinci reklamında %73, üçüncü de %89 ve son reklamında %64 oranında pozitif yorum almış durumda.
Sonuç olarak 150 milyondan fazla bir aktif kullanıcı sayısına ulaşan ve günde 55 milyondan fazla fotoğraf paylaşılan Instagram reklamverenler için gitgide daha değerlenen bir platform oluyor. Diğer bir deyişle henüz bir aydır reklam yayınlayan popüler uygulama bu açıdan reklamveren ve markalar için dijital pazarlama stratejilerini sürdürebilecekleri en elverişli sosyal ağlardan birine dönüşmek üzere.





24 Kasım 2013 Pazar

Sosyal Medyanın Etkin Kullanımı

Tanıtım Sayfası

Sosyal medyada başarılı olmak için atılacak ilk adım, geliştirdiğiniz ürün ya da hizmet için bir tanıtım sayfası hazırlamaktır. Bir web sayfası ile girişiminizin hedef kitlenizin hangi problemini çözdüğünüzü açık bir dille anlatmalısınız. Potansiyel müşterilerinizi web sayfanıza çekerek, ürününüz hakkında daha fazla bilgi alabilmeleri için e-posta adreslerini isteyebilirsiniz. Mevcut ve potansiyel müşterilerinizin e-posta bilgilerinden oluşan bir veri tabanı oluşturmak, pazarlama aktivitelerinde kullanabileceğiniz etkili bir kaynak olacaktır.
Sosyal Network

Girdiğiniz pazarda, sosyal medyayı aktif kullanan kişilerle iletişime geçin. Potansiyel müşterilerinizden ve sektör uzmanlarından sosyal medyayı takip edenlerle bağlantı kurun. Ürününüz hakkında, girdiğiniz pazar hakkında açık uçlu sorular sorun ve geri bildirim almaya çalışın. Sosyal medya üzerinden fikir alışverişi yapmak hem ürününüzü daha başarılı hale getirebilmeniz için eksikleri ve beklentileri görmenizi sağlayacak, hem de girişiminizin bilinirliğini arttıracaktır.
Blog Yazarları Önemlidir

Bir girişimci için blog yazarlarını göz ardı etmek mümkün değildir.  Girişiminiz özellikle belli bir kitleyi hedef alıyorsa, bu tip bir pazarda blog yazarlarının ne kadar etkin olduğunu unutmamalısınız.
Blog yazarlarının yaklaşık %70’i markalar hakkında yazmaktadır.  Bu grubun %35’i ise bloglarında aktif olarak markalara ve ürün yorumlarına yer vermektedir. Potansiyel müşterilerinizin aktif olarak takip ettiği blogların yazarlarını sosyal medya üzerinden takip edin ve onlarla iletişime geçin. Girdiğiniz pazarda takip edilen ve güvenilen bir blog yazarının ürünleriniz ve girişiminiz hakkında yazması, marka bilinirliğinizi arttırır ve potansiyel müşterilerinizin size güven duymasını sağlar. 

Ağınızı Genişletin

Ürününüzü piyasaya sürmeden önce gerek sosyal medyada gerek günlük yaşantınızda olabildiğince çevrenizi genişletin. Vaktinizi güçlü ve geniş bir fan kitlesi oluşturmaya harcarsanız, web sayfanıza gelen trafiği periyodik olarak arttırabilirsiniz. Çevreniz ne kadar geniş olursa; sizi bilen, girişiminizin gelişimini takip eden, ürünlerinizle ilgilenen kişi sayısı o kadar artacaktır.
İçerik Oluşturmak

Kaliteli içerik oluşturmak en güçlü pazarlama ve marka geliştirme araçlarından biridir. Düzenli olarak kaliteli, ilgi çekici yazılar yazmak sosyal medyada sizi konuşan kişi sayısının artmasına ve geniş kitlelere ulaşmanıza olanak sağlar. Ayrıca kaliteli içerik, arama motorlarında sayfanızın üst sıralara çıkmasında büyük rol oynar. İçerik yalnızca yazı değil resim, grafik ya da video da olabilir. Girişiminizi piyasaya sürdüğünüzde olabildiğince geniş kitlenin haberdar olmasını ve girişiminizle ilgilenmesini istiyorsanız; ürününüzle, girdiğiniz pazarla ilgili takip edilesi içerikler oluşturmaya zaman harcayın.
Geri Bildirimlerin Takibi

Sosyal medyada gerçekleştirdiğiniz pazarlama faaliyetlerinin sonuçlarını takip etmelisiniz. Girişiminiz için hangi aktivitenin başarılı, hangisinin başarısız olduğunu görmek, doğru pazarlama tekniklerine yatırım yapmanıza yardımcı olur.

 Firmaların sosyal medya sayfalarının firma imaj ve kimliğini yansıttığı unutulmamalı, tüketiciler ile sayfa üzerindeki ilişkilere önem verilmelidir. Yaşanan sorunlar cevapsız bırakılmamalı, canlı yardım olanakları sağlanmalıdır. Ayrıca sosyal medya sayfaların sürekli güncel tutulmalı, firmanın iletişim bilgileri yer almalı ve firmanın ürün ve hizmetlerindeki değişiklikler sosyal medya takipçilerine duyurulmalıdır.



15 Kasım 2013 Cuma

Advergame Nedir, Nasıl Olmalıdır, Avantajlari Nelerdir ?

Advergame, günümüz İnternet reklamcılığının, kullanıcıyı sıkıcı reklamlardan kurtararak hem eğlendirmek hem de marka bilinirliğini artırmak için hazırlanan oyun reklamıdır. Asıl amacı tüketicinin markayla daha fazla vakit geçirmesini sağlamaktır. Advergame’ler herhangi bir markanın tanıtımını oyun yoluyla yapar. Genelde bu tanıtım aracının farkındalığını yakalayan markalar, Advergame’ler için ayrıca site oluştururlar. Böylelikle kullanıcı marka ile daha fazla vakit geçirdiği gibi markaya da ayrıca ek gelir sahası oluşturur. Advergame kullanıcıları siteye çekerken, ayrıca firma sahiplerine ileri dönem tanıtım kampanyaları için bir öngörü oluşturur. Daha iyi bir marka olmak için şirketler iyi kurgulanmış, yaratıcı içeriği olan oyun reklamları tercih etmekte ve hedeflediği oranda müşteriye kolaylıkla ulaşmaktadır.

Advergame’lerin Sağladığı Avantajlar
  •   Marka görünürlüğünü artırarak, kullanıcının marka ile daha fazla vakit geçirmesini sağlar,
  •  Oyunla oluşturulduğu için kullanıcıyı eğlendirerek sitede kalmasını sağlar ve markanın akılda kalıcılığını korur.
  •  Oyun reklamlar sadece reklam amaçlı olmadığı için, oyun içerisine yerleştirilebilen reklam sistemi ile ticari amaçlıdır. Firmaya ek gelir imkanı sağlar.
  •  Marka oyuna direkt adapte edilerek kendine özgün bir hale de geldiği gibi, marka arka planda da tutulabilir.
  •  Kullanıcıyı sıkıcı bannerlardan kurtararak, eğlendirir ve sitenin ziyaret oranını üst düzeye çeker. Araştırmalara göre Advergame reklamlarına ayrılan zaman 6-60 dakika arasında olduğu tespit edilmiştir. Bu da kullanıcının bir internet sitesinde kalma zamanından çok fazladır.
  •  Advergame’ler her yaşa hitap edebilen, marka konumlandırma faaliyetlerinde kullanımı en düşük maliyetli olanlardandır.
  •  Doğru kurgulanmış, doğru kanallarla tanıtımı yapılmış bir Advergame, şirketlere çok büyük başarılar sağlar.
  •  Oyun reklamlarla vakit geçiren her kullanıcının demografik verilerine de ulaşıldığı için yapılacak kampanyalarda değerlendirilebilecek önemli bilgilere dönüşür.

Advergame Nerelerde Kullanılır?
Advergame; cep telefonları ve Türkiye de yeni yaygınlaşan Dijital TV platformlarda da kullanılır ama bunların hiçbiri advergame'in Internet de ki kullanımı kadar aktif değildir. Advergame'in internet ortamında kullanılmasının en büyük nedenlerinden biri, internetin popülerliği ve sınırsız sayıda kişiye ulaşmasıdır. İkinci önemli nedeni ise kullanılan advergamelere gelecek olan tepkilerin Internet ortamında daha kolay algılanmasıdır. Advergaming'i internet ortamında cazip kılan diğer özellikleri ise kolay yüklenebilir ve kolay ulaşılabilir olmalarıdır. Advergame Internet sitelerinde genelde banner olarak kullanılır. Bu bannerlar en basit olarak 468x60 ve diğer boyutlarda da kullanılan bannerlardır.
Advergame Üretirken Nelere Dikkat Edilmesi Gerekir?
Advergame üretilmeden önce cevaplanması gereken bir kaç soru vardır. İlk basta yapılan oyunun hangi kitleye yapıldığı düşünülmelidir. Daha sonra yapılan oyunun belirli bir ana mesaj içermesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki Advergame mantığı diğer reklam ürünlerinden farklıdır ve buna göre üretilmelidir. Diğer bazı reklam tekniklerinin aksine Advergame insanları sıkmamalı aksine eğlenceli havasıyla insanları tekrar oynamaya teşvik etmelidir. Oyunun amacı ve hedef kitlesi doğru belirlendikten sonra oyun şirketin kurumsal yapısı, ilke ve amaçları doğrultusunda geliştirilir. Test aşamasında yani beta aşamasından sağlıklı çıkan oyunlar kullanıma hazırıdır.
İyi Bir Advergame Nasıl Olmalıdır?
  •  Eğlenceli olmalıdır.
  •  Sadece reklam özelliği taşımamalıdır.
  •   Oynayan kullanıcıyı ilk beş dakikada sıkmamalıdır.
  •  Bölümlerden oluşmalı, oynayan kullanıcı oyunda level atlamalıdır.
  •  Ödülsüz bir Advergame müşteriyi tekrar sayfaya getirmeyeceği için, mutlaka ödüllü olmalıdır.
  •        İyi bir Advergame uygulaması için masraftan kaçınılmamalıdır.


Nesquik yaptığı advergame ile hem ufak yaştaki çocukları ürün hakkında katkıs maddesi olmadığına vurgu yapıp hemde eğlenmelerini sağlıyor. Ayrıca çocukların aklında olumlu bir imaj ve oyunun eğlendirici özeliiği sayesinde markaya  bağlılık yaratıyor.

10 Kasım 2013 Pazar

Halkla İlişkiler Neden Gereklidir ?


Basın bülteninin öldüğü, halkla ilişkilerin yavaş yavaş işlevini yitirdiği yolunda bazı söylentiler ortalıkta dolaşmakta. Tabi ki bu söylentiler gerçekten çok uzakta.
Halkla ilişkiler sektörü büyüme sancıları çekiyor ve sektörde önemli değişiklikler oluyor fakat etkili iletişimin önemi daha önce hiçbir zaman günümüzün bütünleşik medya ortamında olduğu kadar vurgulanmamıştı.
1. Sosyal evrenin anahtarı etkileşim
Sosyal medyada var olmak ya da birçok “beğen”inizin ve takipçinizin olması yeterli değildir. Eğer bir kuruluş doğru mesajlarla iletişim kuramıyorsa o zaman sosyal medya çabalarınız zaman kaybından başka bir şey değil. Burada profesyonel iletişimciler devreye giriyor.
2. İtibar olmazsa olmazdır
İtibar en başta gelir, özellikle de büyük şirketlerde. Bu iş için özel kişilerin bile atandığını görüyoruz. İyi itibar yönetimi iyi halkla ilişkiler ile mümkündür.
3. Kronik kriz çağındayız
Yakın geçmiş etkili kriz yönetiminin ne kadar önemli olduğunu bize gösterdi. Günümüzün hızlı tempolu, değişken medya ortamı ultra hızlı cevapları gerektiriyor. Meksika Körfezi’ndeki 2010 BP faciası, yönetici kademesinin PR tavsiyesi olmaksızın kriz yönetimini ne kadar kötü bir şekilde yürüttüğünü bize gösterdi.
4. Görünürlük hem sanat hem de bilim
Sosyal medyanın yükselişi ve SEO ölçümleri marka görünürlüğünün sadece sayı meselesi olmadığını bize gösterdi. Ancak iyi konumlandırma ürünün işçiliği ile de ilgili. Şunu unutmamalıyız ki mesajın kalitesi ve hedeflemesi son derece önemlidir.
5. Pazarlamacıların sosyal medya dahisi olmalarına gerek yok
Sosyal medya yönetiminin, pazarlamanın alanına girdiğini söylemek çok moda. Fakat sosyal medya topluluk ve etkileşimle ilgilidir ve hedef “kazanılmış medya” elde etmektir. Sosyal medyaya hakim olmak için PR’cıların da katetmesi gereken yol olduğu bir gerçek, fakat sosyal mesajlar söz konusu olduğunda en iyi donatılmış bölüm halkla ilişkiler departmanıdır.
6. Medya hala canlı ve etkili
Sahne değişti fakat medya, kamuoyunu birincil etkileyen unsur olarak kalmaya devam ediyor. PR çalışanları medyanın yeni çalışma biçimine uyum sağlamak durumunda kalsalar da, bu işin uzmanı olan hala onlar.
7. En ekonomik yol
Bir çok kuruluş özellikle de küçük olanları düşük bütçelere sahiptir ve entegre pazarlamaya istedikleri ölçekte bütçe ayıramazlar. PR geniş kitlelere ulaşmada en düşük maliyetli yoldur. İş sadece müşterilere ve potansiyel müşterilere bunu anlatmaktır.
8. İçerik ve bağlam
Blog yazılarından raporlara, webinarlardan tweetlere her türlü iyi içerik kuruluşunuzun görünen yüzüdür. Bu geminin dümeni PR olmalıdır; çünkü en iyi mesajın ne zaman, neden ve nasıl gönderileceğini iletişimciler bilir. İçeriğin gerçek değerini doğru bağlam ortaya çıkarır.
9. Değerler ve ilkeler markanızı yaratır
Özellikle “Küresel Köy” çağında, işletmeler için değerler son derece önemlidir ve marka gücünün büyük bölümünü onlar inşa eder.
10. Yatırımın geri dönüşü (ROI)
ROI’niz medyada görünme oranınızdan ibaret değildir. ROI ile ilgili en temel konu, PR’ın kamuoyu nezdinde saygınlık oluşturan bir araç olduğuna ve bu yaratılan saygınlığın markaya olan güvenin temelinde yatan unsur olduğuna yöneticileri ikna etmektir. Halkın markaya olan güveni; anketler, medya analizleri, geleneksel reklam sonuçları, pazar payı ölçümleri gibi unsurların kombinasyonuyla sayısal olarak yansıtılabilir. ROI’nizi nasıl hesaplarsanız hesaplayın, şunu unutmayın ki ROI sadece lira ya da dolar cinsinden ifade edilen bir değer değildir.


3 Kasım 2013 Pazar

Damacana'nın Viral Videosuna Yoğun İlgi !


Aynı çatı altında topladığı sağlıklı su markalarını, tek tuşla kapıya getiren ‘Damacana’ uygulaması, viral videosu ile 1 milyon kişiden büyük beğeni topladı.

Hayata geçtiği ilk günden itibaren, geniş kitleler tarafından yoğun ilgi gören ve bünyesinde bulundurduğu sağlıklı su markalarını tek tuşla kapıya getirerek hayatı kolaylaştıran ‘Damacana’ uygulaması, viral videosu ile büyük ses getirdi! İnternet üzerinden yayınlandığı günden bu yana 1 milyon kişiye ulaşan ve büyük ilgi çeken ‘Damacana’ videosu, son dönemde Türkiye’nin içinde bulunduğu yoğun gündemden ilham alarak Tam Ajans tarafından hayata geçirildi.

Kısa zamanda çok konuşulan videonun fikir sahibi Online İşler kurucusu Serdar Tavus, “Türkiye’nin son dönemdeki gündeminden yola çıkarak aklımıza ‘Damacana’ için bu esprili fikir geldi. Hayata geçirdiğimiz sistem ile bünyemizdeki su markalarını tek tuşla, en hızlı şekilde, istenilen gün ve saatte iletiyoruz. Tam Ajans’a fikrimizi anlattığımızda çok beğendiler ve çok kısa sürede çekimleri tamamladık.  Video ile ilgili beklentimizin de üstünde bir beğeni ve geri dönüş aldık. Sosyal medya ve internette çok konuşulan bir video haline geldi.”

27 Ekim 2013 Pazar

Kısaca Nedir Bu Sosyal Medya ve Şirket ilişkisi ?

Şirketler arası rekabetin hızla arttığı günümüzde, patronlar artık velinimetleri olan müşterilerine sadece reklamlar aracılığıyla değil geri bildirim alma şansı hem daha yüksek hem daha verimli olan sosyal medyaya hücum etmiş durumdalar. Ulaşabildiğince  fazla kitleye ulaşarak bizi kendilerine bağladıkları evet doğrudur. Peki biz memnun muyuz bu durumdan ? Sorunlarımızı sosyal medyadaki hesaplarıyla çözen, bizi kendimize özel  hissettiren şirketlerin başarısından bahsettiğimiz sürece memnunuz. Ayrıca  halkla ilişkiler ve ürün tanıtımı, kampanyaya elverişli olan sosyal medyanın planlanması günümüzde sosyal medya uzmanlarına bırakılmaktadır. 
  

 Sosyal medya uzmanları şirketlerin imajını ve kimliğini internet aracılığıyla oluşturmaktalar. Hedef kitlesiyle sosyal medya sayesinde iç içe olan şirketler, yaptıkları kampanyalar ile hedef kitlesiyle iletişimini perçinlemektedir.